Blogs / Neden İş Güvenliği Denetimlerinde Yapay Zeka Desteğinden Faydalanmalısınız?

Neden İş Güvenliği Denetimlerinde Yapay Zeka Desteğinden Faydalanmalısınız?

Admin / November 10, 2025

Blog Image

İş sağlığı ve güvenliği (İSG) alanında her gün yeni bir gelişme yaşanırken, pek çok işletme hala güvenlik süreçlerini eski usul yöntemlerle yönetmeye çalışıyor. Bu durum, hem çalışanlar hem de işverenler için ciddi riskler doğuruyor. Konu yalnızca İSG uzmanlarını değil, işletme sahiplerinden İnsan Kaynakları (İK) ve Kurumsal Uyum ekiplerine, Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB) yöneticilerinden işyeri hekimlerine kadar geniş bir kitleyi ilgilendiriyor. Peki yapay zeka destekli bir İSG denetim sistemi neden artık bir tercih değil de zorunluluk haline geliyor? Gelin, iş güvenliği denetimlerinde yapay zekadan faydalanmanın sebeplerine yakından bakalım.


İş kazaları ve meslek hastalıkları, dijital çağda hala ciddi boyutlarda seyrediyor. Örneğin, SGK’nın yayımladığı resmi verilere göre 2024 yılında Türkiye genelinde toplam 733.646 iş kazası yaşandı – bu, bir önceki yıla kıyasla %8’lik bir artışa denk geliyor. Aynı yıl içinde 1908 emekçi iş kazaları sonucu hayatını kaybetti. Üstelik bu rakamlara, kayıtdışı sektörlerdeki vakalar dahil değil. Dünya geneline baktığımızda manzara daha da çarpıcı: ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) ve NIOSH verilerine göre her yıl 2,78 milyon çalışan iş kazaları veya işle bağlantılı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitiriyor. Yine 2023 yılında yapılan araştırmalar, yapay zeka ve veri analizine dayalı iş güvenliği sistemlerinin işyerlerindeki yaralanma oranlarını %30’a varan oranlarda azaltabileceğini ortaya koyuyor. Tüm bu istatistikler, geleneksel yöntemlerle sağlanan İSG hizmetlerinin yetersiz kaldığını ve daha proaktif, teknoloji destekli yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.



Manuel İSG Süreçlerinden Dijital Dönüşüme Geçiş


Birçok işletmede İSG süreçleri hala manuel, kağıtlara ve Excel tablolarına emanet bir şekilde yürütülüyor. Risk değerlendirme raporları klasörlerde tozlanıyor, çalışan eğitim kayıtları farklı departmanların bilgisayarlarında dağınık halde tutuluyor, sağlık gözetimi sonuçları ise işyeri hekiminin kişisel arşivinde kalabiliyor. Bu dağınık tablo, bilgiye anında erişimi zorlaştırdığı gibi, önemli takiplerin gözden kaçmasına yol açabiliyor. Örneğin, bir tehlikenin değerlendirilmesi güncellenmeyi unutulabiliyor veya bir çalışanın gereken periyodik muayenesi zamanında yapılmayabiliyor. Sonuç? Hem çalışanların güvenliği riske atılıyor hem de işveren, yükümlülüklerini yerine getiremediği için cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabiliyor.

İşte tam bu noktada dijital İSG platformları devreye giriyor. Tüm İSG süreçlerini tek bir çatı altında birleştiren bu yazılımlar, risk analizi, eğitim takibi, işyeri hekimi muayeneleri ve daha fazlasını entegre biçimde yönetmenizi sağlıyor. Böylece kağıtlar arasında kaybolmak yerine, tek bir ekrandan işletmenizin İSG durumunu anbean izleyebiliyorsunuz. Görev atamaları, hatırlatıcılar ve raporlamalar otomatik hale geliyor; hiçbir önemli aksiyon takvimden düşmüyor. Örneğin, platforma girilen bir risk değerlendirmesi, ilgili tüm sorumlulara görev olarak atanıp tamamlanana dek sistem tarafından takip ediliyor. Eğitim planlama modülü sayesinde, İK departmanı her çalışan için zorunlu İSG eğitimlerini zamanında organize edebiliyor. Sonuç olarak, dijital dönüşüm işletmelere zaman kazandırırken çalışanlar için daha güvenli bir çalışma ortamı tesis etmeye yardımcı oluyor.

Dijital bir İSG yönetim platformu, risklerin ve uyumluluk görevlerinin tek merkezden takibini mümkün kılar. Yapay zeka destekli modern platformlar, yalnızca verileri bir araya getirmekle kalmaz, aynı zamanda bu veriler üzerinde analizler yaparak size öngörüler sunar. Örneğin, farklı şubelerden girilen kaza veya ramak kala (near-miss) kayıtlarını analiz eden bir sistem, en çok hangi tehlike kaynaklarının öne çıktığını belirleyebilir. Bu sayede iş güvenliği uzmanları, ham verilerle vakit kaybetmeden doğrudan aksiyon alınacak noktaları tespit edebilirler. Ayrıca, birden fazla işyerini tek panelde yönetebilme imkânı, OSGB’ler ve iş güvenliği ekipleri için büyük kolaylık sağlıyor. Bütünleşik bir İSG yazılımı, işletmenin üst yönetiminden saha sorumlusuna kadar herkese kendi ihtiyacına uygun bir görünüm ve kontrol imkanı sunarak İSG kültürünü şirket geneline yayıyor.




%100 Mevzuata Uyum: Yasal Denetimlerin Kâbus Olmaktan Çıkması


6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamındaki yükümlülükler, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için kafa karıştırıcı olabiliyor. Her tehlike sınıfı için farklı gereklilikler, belirli periyotlarda yapılması zorunlu eğitimler, hazırlanması gereken planlar ve formlar derken, mevzuata tam uyum sağlamak ciddi bir uğraş gerektiriyor. Bu karmaşıklık içerisinde en ufak bir ihmalin bedeli ise oldukça ağır olabiliyor: Örneğin, risk değerlendirmesi yapmayan bir işverene uygulanan idari para cezası, 2025 yılında 53.172 TL temel tutar olarak belirlenmiş durumda. Üstelik bu ceza, işletmenin büyüklüğü ve tehlike sınıfına göre katlanarak artıyor; ihlal devam ederse her ay tekrarlayarak birkaç ay içinde astronomik rakamlara ulaşabiliyor. Benzer şekilde, iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi bulundurmamanın cezası temel olarak 88.663 TL iken, büyük ve çok tehlikeli bir işyerinde bu tutar 265 bin TL’ye kadar çıkabiliyor. Kısacası, mevzuata uyum sağlamamanın maliyeti hem bütçenizi hem de itibarınızı zedeleyebilecek boyutlarda.

Peki, yapay zeka destekli bir denetim sistemi bu konuda neler yapabilir? Öncelikle, böyle bir sistem sürekli güncellenen bir mevzuat veritabanına sahip olur. Yeni bir yönetmelik çıktığında veya var olan bir maddede değişiklik olduğunda, platform bunu hemen işletmeye duyurur. Örneğin, yıllık eğitim saatleriyle ilgili bir değişiklik yapıldığında, sistem otomatik olarak eğitim planlarınızı revize etmenizi önerir. Ayrıca yapay zeka, işletmenizin mevcut verilerini tarayarak uyumsuzlukları proaktif olarak tespit eder. Diyelim ki çalışanlarınızdan birinin periyodik sağlık muayenesi gecikmiş olsun; sistem bunu anında fark edip hem işyeri hekimine hem de İK birimine uyarı gönderebilir. Benzer şekilde, yaklaşan bir yasal deadline (örneğin yangın tatbikatı yapma zorunluluğu gibi) varsa, yapay zeka bunu önceden hatırlatarak sizi hazırlıksız yakalanmaktan kurtarır.

Bir yapay zeka denetmeni, adeta 7/24 tetikte bekleyen bir iç müfettiş gibidir. İnsan gözünden kaçabilecek detayları yakalar, evraklardaki eksikleri veya tarih çakışmalarını sorgular. Bu sayede, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişleri kapınızı çaldığında veya bir OSGB denetim yaptığında, tüm belgelerinizin eksiksiz ve güncel olduğundan emin olabilirsiniz. Üstelik dijital platformlar sayesinde denetimler çok daha şeffaf hale gelir; hangi görev kimin sorumluluğunda, hangi aksiyon ne zaman alındı gibi bilgiler kayıt altındadır ve gerektiğinde saniyeler içinde raporlanabilir. Sonuç olarak, yapay zeka desteğiyle mevzuata uyum sağlamak, karmaşık bir yük olmaktan çıkıp sıradan bir iş süreci haline gelir – hem de hata payı neredeyse sıfıra inmiş şekilde.




İş Kazalarını Öngörmek: Proaktif Risk Analizi ve Kaza Önleme


Geleneksel İSG yaklaşımı, çoğu zaman reaktif bir yapıya sahiptir: Kaza olduktan sonra rapor tutulur, denetimler genellikle olaylardan sonra artar, eğitimler ise yaşanan kötü deneyimlerin ardından sıkılaştırılır. Ancak bu yaklaşım, ne yazık ki yaşanan kayıpları geri getirmiyor. Yapmamız gereken, henüz kaza yaşanmadan onu öngörebilmek ve önleyebilmektir. Yapay zeka, tam da bu noktada oyunun kurallarını değiştiriyor.

Yapay zeka destekli İSG sistemleri, önceden belirlenmiş senaryoların ötesine geçerek büyük veri setleri içindeki gizli kalıpları ve anormallikleri tespit edebiliyor. Örneğin, sensörler ve IoT cihazları aracılığıyla toplanan makine titreşim verilerini analiz eden bir makine öğrenimi modeli, bir ekipmanda arıza olasılığının arttığını günler öncesinden fark edebilir. Bu uyarı sayesinde bakım ekibi arızaya müdahale ederek hem duruş süresini azaltır hem de olası bir kazayı önler. Benzer şekilde, fabrikadaki üretim hattında arka arkaya ufak tefek kazaya ramak kala olaylar yaşanıyorsa, AI bunu anomalileri algılayarak yönetime bildirir ve “büyük bir kazanın habercisi olabilir” diye alarm verir.

Görüntü işleme tabanlı yapay zeka uygulamaları da sahadaki güvenliği artırmak için kullanılmakta. Güvenlik kameralarından alınan görüntüler gerçek zamanlı analiz edilerek kural dışı davranışlar saptanabiliyor: Örneğin bir çalışan baret ya da emniyet kemeri olmadan tehlikeli bir bölgeye girdiğinde sistem bunu anında fark ediyor ve hem çalışana uyarı gönderiyor hem de yöneticilere bildirim yolluyor. Bu tür proaktif uyarılar, ciddi yaralanmalara yol açabilecek durumları daha oluşmadan engelliyor. Yine yapay zeka sayesinde, saha ortamındaki sıcaklık, nem, gaz konsantrasyonu gibi çevresel veriler sürekli izlenip değerlendirilebiliyor. Örneğin, maden ocaklarında karbon monoksit seviyesi kritik eşiğe yaklaşırsa, sistem anında tahliye prosedürlerini tetikleyebiliyor.

Elbette proaktif risk yönetiminin bir diğer boyutu da meslek hastalıklarını öngörmek. Uzun vadede çalışanları tehdit eden gürültü, titreşim, ergonomik riskler gibi faktörler de AI tarafından analiz ediliyor. Bir yapay zeka modeli, birim zamanda yapılan tekrarlı hareket sayısı ya da kaldırılan ağırlık verilerine bakarak, belirli bir işçinin ileride kas-iskelet sistemi rahatsızlığı yaşama ihtimalini hesaplayabilir. Bu öngörüye dayanarak iş planlarında rotasyon önerileri sunmak veya ilgili çalışana özel egzersiz programları uygulamak mümkün hale gelir. Nihai hedef, “önce iş kazası olmasın, önlemek ödemekten iyidir” anlayışını gerçekten hayata geçirmek.

Unutmamak gerekir ki, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önleme konusundaki bu proaktif yaklaşım sadece insan hayatını korumakla kalmaz, işletmelere de finansal anlamda büyük kazanımlar sağlar. Kazasız ve sağlıklı bir işyeri, duruş sürelerinin azalmasıyla üretkenliği artırır, sigorta ve tazminat maliyetlerini düşürür. Yapılan çalışmalar, yapay zeka tabanlı programlarla iş güvenliği performansını iyileştiren şirketlerin uzun vadede operasyonel verimliliklerini de kayda değer biçimde artırdığını gösteriyor. Örneğin, bazı global lojistik firmaları sürücülerin yorgunluğunu önceden tahmin eden yapay zeka uygulamaları sayesinde kaza oranlarını belirgin şekilde düşürürken, teslimat sürekliliğini de sağlamış durumdalar. Kısacası, yapay zeka ile desteklenen proaktif İSG yönetimi hem can kurtarıyor hem de kâr getiriyor.




İBYS ve SGK Medula Entegrasyonu: Resmi Sistemlerle Uyumlu Çözüm


İş sağlığı ve güvenliği alanında son yıllarda yürürlüğe giren düzenlemeler, işletmelerin bazı resmi dijital sistemleri kullanmasını zorunlu kıldı. Bunlardan en önemlisi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın oluşturduğu İBYS (İş Sağlığı ve Güvenliği Bilgi Yönetim Sistemi). 2018 yılında yayımlanan bir genelgeyle, İSG hizmeti alan tüm işyerlerinin İBYS aracılığıyla bakanlık veri tabanına belirli kayıtları göndermesi şartı getirildi. Bu, fiiliyatta her işyerinin bir İSG yazılımı kullanmasını gerektiren bir adım oldu. İBYS üzerinden iletilmesi istenen veriler arasında çalışanların aldığı İSG eğitimleri, yapılan sağlık muayeneleri ve işyeri hekimlerinin kestiği e-reçeteler başta geliyor. Ayrıca, ileride işyerindeki tehlike kaynaklarına ilişkin gözlem raporlarının da İBYS’ye aktarılması planlanıyor.

Diğer yandan, işyeri hekimlerinin çalışanlar için yazdığı reçetelerin de SGK Medula sistemine elektronik ortamda girilmesi gerekiyor. Medula entegrasyonu olmadan e-reçete oluşturmak neredeyse imkânsız; doktorların bu sisteme tek tek veri girişi yapması ise oldukça zahmetli. İşte yapay zeka destekli entegre İSG platformları bu noktada büyük bir fark yaratıyor: İBYS ve Medula ile tam entegrasyon, veri giriş yükünü işletmelerin üzerinden alıyor. Örneğin, dijital platform üzerinde bir çalışanın periyodik sağlık muayenesi kaydı oluşturulduğunda, sistem bu verileri otomatik olarak İBYS formatına çevirip bakanlığın sistemine iletebilir. Aynı şekilde, işyeri hekiminin yazdığı reçete, doğrudan SGK Medula web servisine entegre bir modül aracılığıyla SGK’ya otomatik gönderilir. Bu sayede hekim, ayrıca Medula ekranına girip reçeteyi tekrar yazmak zorunda kalmaz; çift kayıt önlenmiş olur.

Entegrasyonun faydaları, sadece zaman tasarrufundan ibaret değil. Verilerin tekilleştirilmesi ve hatasız bir şekilde resmi kurumlara iletilmesi, yasal uyumsuzluk riskini ortadan kaldırır. Örneğin, eğitim kayıtlarınızı bakanlığa göndermeyi unutmak gibi bir durum kalmaz; platform bunu zaten arka planda yapacaktır. Aynı şekilde, işyeri hekiminin aylık çalışma raporları, çalışanların işe giriş sağlık raporu verileri gibi bilgiler de ilgili kurumların istediği formatta tutulduğu için, olası bir denetimde “eksik evrak” sorunu yaşamazsınız.

İBYS entegrasyonu özellikle OSGB’ler için de kritik bir konu. Zira OSGB’ler, hizmet verdikleri her işletme için İBYS üzerinden veri göndermekle yükümlüler. Entegre bir yazılım kullanan OSGB, tüm müşteri işletmelerinin verilerini tek panelden yönetip bakanlığa iletebilir, böylece hem kendi iş yükünü hafifletir hem de hizmet verdiği firmalara karşı sorumluluğunu yerine getirmiş olur. Sonuç olarak, İSG süreçlerinin resmi sistemlerle dijital entegrasyonu, hem kamu otoriteleri nezdinde tam bir şeffaflık ve uyum sağlar hem de İSG profesyonellerinin işini kolaylaştırarak onlara gerçek işlerine – yani işyerinde güvenliği sağlamaya – odaklanmak için zaman kazandırır.




OSGB Modelinin Sınırları ve Yapay Zeka ile Aşılması


2012 yılından bu yana ülkemizde İSG hizmetlerinin önemli bir kısmı Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB) üzerinden yürütülüyor. OSGB’ler, bünyelerinde bulundurdukları işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeliyle, anlaşma yaptıkları işletmelerin yasal yükümlülüklerini yerine getirmesine yardımcı oluyor. Teorik olarak amaç, her işletmenin profesyonel bir İSG hizmetine erişebilmesi ve iş kazalarının önlenmesi idi. Nitekim yıllar içinde OSGB sektörü büyük bir hızla büyüdü: Türkiye genelinde 2015 itibarıyla 2.173 OSGB kurulmuştu ve bugün de aktif olarak 2000’in üzerinde OSGB faaliyet gösteriyor. Ne var ki, sayının çokluğu her zaman kaliteyi getirmiyor. İstatistikler incelendiğinde, OSGB’lerin devrede olduğu bu dönemde bile iş kazalarında istenen azalma sağlanabilmiş değil. Bu durum, mevcut OSGB odaklı sistemin bazı yapısal sorunları olabileceğine işaret ediyor.

OSGB’lerin en çok eleştirildiği konulardan biri, hizmet kalitesinin bazen asgari düzeyde kalması. Piyasadaki yoğun rekabet nedeniyle bazı OSGB’ler maliyetleri düşürmek adına hizmet kapsamını daraltabiliyor; örneğin uzmanlar aylık sadece birkaç ziyarete indirilebiliyor, eğitimler yüzeysel geçilebiliyor. İş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleri, OSGB bünyesinde taşeron konumunda çalıştıklarından, bazen birden fazla işletmeye yetişmeye çalışıp her birine sınırlı zaman ayırabiliyorlar. Bu da proaktif güvenlik yönetimi bir yana, çoğu zaman evrak yetiştirme telaşının öne çıkmasına yol açıyor. Hal böyle olunca, İSG hizmetleri kağıt üzerinde var gibi görünse de işyerlerinde gerçek bir güvenlik kültürü oluşturmak zorlaşıyor.

Yapay zeka destekli İSG platformları ise OSGB modelinin eksik kaldığı noktaları tamamlayan bir çözüm sunuyor. Öncelikle, bu platformlar sayesinde İSG uzmanları idari işler ve raporlamalar için harcadıkları zamanı en aza indirerek esas uzmanlık alanlarına odaklanabiliyorlar. Bir OSGB’nin uzmanı aynı gün içerisinde birden fazla şirket ziyareti yapıyorsa, dijital sistem üzerinden bu şirketlerin İSG durumunu uzaktan takip edebilir, acil bir risk oluştuğunda platformdan bildirim alabilir. Örneğin, çalıştığınız OSGB’nin atadığı uzman sizin işyerinize gelemediği bir ay bile, yapay zeka destekli sistem otomatik denetimlerini sürdüreceği için işyeriniz savunmasız kalmaz. Platform, OSGB’nin yapması gereken periyodik kontrolleri ve eğitimleri zamanında gerçekleştirmesini temin edecek şekilde karşılıklı bir şeffaflık ortamı sağlar; siz de hizmet aldığınız OSGB’yi daha rahat denetleyebilirsiniz.

Diğer yandan, yapay zeka sistemleri insan hatasını minimize ettiği için OSGB uzmanlarının gözünden kaçabilecek ayrıntıları da yakalar. Örneğin, sahada bir makine üzerinde tekrar eden bir güvenlik ihlali tespit edildiğinde, yapay zeka bunu raporlayarak OSGB uzmanını uyarır ve bir sonraki ziyarette özellikle bu konuya eğilmesini sağlar. Böylece insan ile yapay zekanın işbirliği, İSG hizmetinin kalitesini yükseltir. OSGB üzerinden sadece para kazanılan, kâğıt üstünde kalan bir sistem yerine, gerçekten işe yarayan bir güvenlik ağı kurulmuş olur. Özünde, yapay zeka destekli İSG platformları OSGB’lerin alternatifi değil, aksine tamamlayıcısı olarak düşünülebilir: Mevcut yasal sistemin aktörlerini (iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi, vs.) devre dışı bırakmadan, onların etkinliğini ve verimliliğini artıran bir araçtır. Bu da en nihayetinde çalışan güvenliğine ve sağlığına olumlu yansır.




Sonuç: Geleceğin İSG Anlayışı – Önce Güvenlik, Önce Teknoloji


İş güvenliği alanında dijital dönüşüm ve yapay zeka kullanımı, artık bir inovasyon olmaktan çıkıp yeni norm haline gelmeye başladı. Az tehlikeli bir ofis ortamından çok tehlikeli bir sanayi tesisine kadar her işletme, bu teknolojik dönüşümden kendi payına düşeni alabilir ve almalıdır. Günün sonunda, hedefimiz aynı: Sıfır iş kazası, sıfır meslek hastalığı ve tam uyumlu, verimli bir çalışma ortamı. Bu hedefe ulaşmak için elimizdeki en güçlü araçlardan biri de şüphesiz yapay zekadır.

Elbette ki teknolojinin sihirli bir değnek olmadığını, insan faktörünün ve güçlü bir iş güvenliği kültürünün yerini tutamayacağını biliyoruz. Ancak yapay zeka destekli sistemler, bu kültürü inşa etmek ve sürdürmek konusunda bize eşi benzeri görülmemiş bir yardımcı rolü üstleniyor. Arızayı hissetmeden tamir eden, tehlikeyi yaşanmadan önleyen, mevzuata uyumsuzluğu oluşmadan düzelten bir mekanizma düşünün – işte yapay zekanın İSG’ye entegre edilmesi tam olarak bunu vadediyor.

Özetle, yapay zeka destekli bir İSG platformuna geçiş yaparak elde edebileceğiniz başlıca kazanımları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Tüm İSG süreçlerinin tek platformda entegrasyonu: Risk analizi, eğitim, sağlık gözetimi gibi süreçlerin dijital ortamda birleşmesi, takip ve yönetimi kolaylaştırır. Kağıt karmaşası ortadan kalkar, verimlilik artar.

  • Otomasyon ve zaman tasarrufu: Tekrarlayan işler (form doldurma, rapor hazırlama, bildirim yapma vb.) otomatikleşir. İSG ekipleri stratejik konulara odaklanmak için daha fazla zaman bulur.

  • %100 yasal uyumluluk: Mevzuat takibi ve yapay zeka destekli denetimler sayesinde yasal gereklilikler eksiksiz yerine getirilir. İdari para cezası riskiniz neredeyse sıfırlanır ve denetim korkusu yaşamazsınız.

  • Proaktif risk yönetimi: İş kazaları ve meslek hastalıklarını meydana gelmeden önce öngörme imkânı doğar. Anomali tespiti, gerçek zamanlı uyarılar ve öngörücü bakım gibi özelliklerle işyeriniz her an gözetim altında olur.

  • İBYS ve SGK Medula ile tam uyum: Resmi sistemlerle entegre çalışarak bakanlık bildirimleri ve e-reçete işlemleri zahmetsizce hallolur. İşveren, İSG profesyoneli ve OSGB’lerin veri giriş yükü hafifler, hatalar azalır.

  • OSGB hizmetlerinde kalite artışı: Yapay zeka, OSGB’lerin ve İSG uzmanlarının işini kolaylaştırarak onların performansını yukarı çeker. Daha etkin denetimler, daha somut sonuçlar elde edilir.

Sonuç olarak, iş güvenliği denetimlerinde yapay zeka desteğinden faydalanmak bir tercih meselesi değil, geleceğe hazırlanmanın ve bugünün sorunlarını çözmenin en akıllıca yoludur. İşletmenizin ölçeği veya tehlike sınıfı ne olursa olsun, dijital İSG çözümlerine yatırım yapmak uzun vadede hem insan hayatını koruyacak hem de işinizi koruyacaktır. Unutmayalım, güvenlik ihmal kaldırmaz – ve teknolojiyi bu sürece dahil etmek, ihmal riskini ortadan kaldırmanın en etkili yollarından biridir. Artık “önce iş güvenliği” demenin yanına bir ifade daha ekliyoruz: “Önce iş güvenliğinde yapay zeka”. Geleceğin çalışma dünyasında yerinizi almak için bu dönüşüme kulak verin; çalışanlarınız, yasal otoriteler ve işletmenizin sürdürülebilirliği size teşekkür edecektir.